9 Eylül 2024 Pazartesi

AZ ŞEY Mİ?

Koskoca sekiz yıl yaşadın Az şey mi?

Sekiz kere yaz
Sekiz kere kış
Sekiz kere sonbahar
Sekiz kere ilkbahar yaşadın
Az şey mi?
Sekiz yıl
İki bin dokuz yüz yirmi gün
Yetmiş bin seksen saat
Dört milyon iki yüz dört bin sekiz yüz dakika
İki yüz eli iki milyon iki yüz seksen sekiz bin saniye yaşadın
Az şey mi?
Belki dondurma yedin
Belki denize girdin
Belki aşık oldun
Belki bir oğlanın elinden tuttun
Belki öğretmen
Belki anne oldun
Kimbilir neler gördün rüyalarında
Az şey mi?
Yirmi tahta
On altı tuğla
On iki çiçek
Yüz kürek toprak attılar mezarına
Az şey mi?
Koskoca sekiz yıl yaşadın
Az şey mi?

Şiir: Mustafa Çatıkkaş
Şiir izinsiz kullanılması hukuki sonuçlar doğurur.





8 Eylül 2024 Pazar

NARİN'İ ÖLDÜRDÜLER, ANADOLU İRFANI

 Gazeteler yazdı;

''Narin'in cesedi dere kenarında torba içinde bulundu.''
''Anadolu İrfanı'' diye bir deyim var.
Bu deyim;
Aklı, bilimi, bilgiyi, vicdanı, merhameti, sevgiyi, saygıyı anlatır.
Anadolu'nun neyi kaldı ki, irfanı kalsın?
Artık Anadolu'da kör bir tutuculuk,
Kara bir dincilik,
Tuhaf bir ahlak anlayışı,
Hayvana, kadına, çoluk çocuğa tecavüz eden,
Akrabasının, komşusunun malını mülkünü çalan birbirinden garip embesiller çıktı...
Ne ''Anadolu İrfanı''
Ne anadolu kaldı,
Ne irfan...
Bildiğin maymunlar cehennemi var ortada.
Yazık.
Hem bu çocuğa yazık,
Hem anadoluya...
Mustafa Çatıkkaş
08 Eylül 2024





27 Temmuz 2024 Cumartesi

SOKAK HAYVANLARI YASASI ÜSTÜNE...

Birisi;
"Bu it taparların ve it savarların aklıyla hiçbir şey yapılamaz”
 dedi!

 Dünyanın karmaşık düzeninde, insanoğlu kendini doğanın efendisi olarak görmeye meyilli olmuştur.

Bu anlayış, diğer canlıları sömürme ve onlara zulmetme eğilimlerini de beraberinde getirmiştir. "Yeryüzündeki her şey insana emanet edilmiştir" düşüncesi, ne yazık ki çoğu zaman yanlış yorumlanarak, insanın diğer varlıkları hor görmesine neden olmuştur.

Oysa Kuran-ı Kerim'de Allah şöyle buyurur: "Yeryüzünde ve gökyüzünde ne varsa hepsini sizin hizmetinize verdik." (Casiye Suresi, 13).

Bu ayetten de anlaşılacağı üzere, bize emanet edilen bu canlılara adil davranmak ve onları korumak bizim asli görevimizdir.

Hayvanlara karşı uygulanan şiddet ve istismar, modern dünyanın en büyük ahlaki problemlerinden biridir.

Kedilere, köpeklere, kuşlara ve daha nice masum canlının maruz kaldığı kötü muamele, vicdan sahibi her insanın yüreğini sızlatmaktadır.

Filozof Immanuel Kant'ın şu sözlerini hatırlayalım: "Bir milletin büyüklüğü ve ahlaki gelişimi, hayvanlara olan davranışıyla ölçülür."

Bu söz, insanoğlunun diğer canlılara karşı olan sorumluluğunu ve bu sorumluluğun yerine getirilmesinin toplumsal gelişmişlikle doğru orantılı olduğunu vurgular.

 Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadisinde şöyle buyurur: "Merhamet etmeyene merhamet olunmaz." Hayvanlara merhamet göstermek, aynı zamanda insanın kendine ve çevresine olan merhametinin bir yansımasıdır.

Her bir canlının yaşam hakkına saygı göstermek, insan olmanın gerekliliklerinden biridir. Ancak ne yazık ki, sokaklarda aç ve susuz bırakılan, barınaklarda kötü koşullarda yaşayan hayvanlar, bu merhametin çoğu zaman göz ardı edildiğinin bir kanıtıdır.

Bunun yanı sıra, ticari kaygılarla hayvanları kötü şartlarda yetiştiren ve onları sadece birer mal olarak gören zihniyet, ahlaki değerlerin yitimine yol açmaktadır.

Büyükbaş ve küçükbaş hayvanların endüstriyel tarımda yaşadığı acılar, deney hayvanlarının laboratuvarlarda çektiği eziyetler, insanlığın vicdan muhasebesinde sorgulaması gereken ciddi meselelerdir.

Hayvanseverlerin bu duruma karşı verdiği mücadele, bir nevi insanlığın kendi vicdanıyla olan hesaplaşmasıdır.

Albert Schweitzer'in dediği gibi: "Hayvanlara olan merhametimiz, insanlık değerimizin bir göstergesidir."

 Sonuç olarak, hayvanlara yapılan haksızlıklar karşısında sessiz kalmak, insanın kendi değerlerine ihanet etmesi demektir. "İyilik yap denize at, balık bilmezse Hâlık bilir" atasözü, yapılan her iyiliğin, her merhametin, eninde sonunda karşılığını bulacağını anlatır.

İnsanlığın, hayvanlarla olan ilişkisini yeniden gözden geçirip, onlara hak ettikleri saygı ve sevgiyi göstermesi gerekmektedir.

Çünkü her canlının yaşam hakkı kutsaldır ve bu hakka saygı göstermek, insan olmanın en temel gerekliliklerinden biridir.







 

 


BİRLİKTE GÜLDÜĞÜN İNSANLARI KAYBEDERSEN, ÖLÜRSÜN...

Keder ve üzüntü de gülmek gibi bulaşıcıdır. Morali bozuk bir kişi, Sizin de moralinizi bozar, Neşeli, gülen bir kişi ise kısa zamanda, Sizi...