ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
Ümit Yaşar Oğuzcan, 22 Ağustos 1926 yılında Tarsus’ta doğdu.
Babasının memur olması nedeniyle hayatı farklı kentlerde geçti.
İlkokul’u Eskişehir’de, Ortaokul’u Konya’da okuduktan sonra, Eskişehir Ticaret
Lisesi’nden mezun oldu.
Oğuzcan, Osmanlı Bankası, Akbank, İş Bankası gibi kurumlarda Otuz yıl çalıştıktan
sonra 1977 yılında emekli oldu.1984 yılında vefat etti.
GALATA KULESİ…
Ömrüne 50 kitap sığdıran Oğuzcan için Galata Kulesi’nin ayrı bir yeri vardır.
Çünkü, Ümit Yaşar Oğuzcan’ın Vedat isimli oğlu henüz 17 yaşındayken Galata Kulesi’nden atlayarak intihar etmiştir.
Oğlunun intihar etmesinin ardından çok büyük acılar yaşayan Oğuzcan, ‘Galata Kulesi’ isimli şiirini yazar.
Galata Kulesi isimli şiir’inin bir kısmı şöyledir;
‘6 Haziran 1973 galata kulesinden bir adam attı kendini
bu nankör insanlara bu kalleş dünyaya inat,
şimdi yine bir ninni söylüyorum ona,
uyan oğlum, uyan oğlum, uyan Vedat…’
Ümit Yaşar Oğuzcan’ın oğlunun ölümünün ardından yazdığı şiirlerde ciddi anlamda içerik değişikliği olmuş, Bu dönemde daha çok, hayatın boşluğu, ölüm ve acı konularını işlemiştir.
BİR
GECE ANSIZIN GELEBİLİRİM
Oğuzcan’ın yazdığı şiirler müzik dünyasına da ilham vermiştir.
Tanınan en önemli eseri, ‘Bir gece ansızın gelebilirim’ isimli şiiridir.
Bu şiiri bestelenmiş, Emel Sayın, Yaşar Özel, Taner Şener, Behiye Aksoy gibi
sanatçılar tarafından seslendirilmiş ve çeşitli filmlerde kullanılmıştır.
Bir gece ansızın gelebilirim isimli şiir’inin bir
kısmı şöyledir;
‘Bu
kadar yürekten çağırma beni
Bir gece ansızın gelebilirim
Beni bekliyorsan, uyumamışsan
Sevinçten kapında ölebilirim
Belki
de hayata yeni başlarım
İçimde küllenen kor alevlenir
Bakarsın hiç gitmem kölen olurum
Belki de seversin beni kimbilir...’
KIBRIS
ve OSMANLI…
Kıbrıs’a insanların yerleşiminin M .Ö 1000 yıllarında olduğu tahmin
edilmektedir.
Ada’ya yerleşen ilk insanların Anadolu’dan geldikleri tahmin edilmektedir.
Kıbrıs öncelikle Mısır’ın yönetimine girdi.
Zamanla Hititler, Fenikeliler, Asurlular, yönetimi ele geçirmiştir.
Büyük İskender’in Perslere karşı kazandığı Issus Savaşı’ndan sonra Kıbrıs’ta
Antik Yunan hakimiyeti başlamıştır.
Ardından Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu, Cenevizliler, Memlüklüler,
Venedikliler ve 1571 yılında ise Osmanlı İmparatorluğu’nun eline geçmiştir.
‘1878 yılında Osmanlı'dan 'Ruslara karşı yardım'
vaadiyle yıllık yaklaşık 92.000 altın karşılığında ada Birleşik Krallık tarafından
kiralandı. Daha sonra Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’na girmesi
gerekçe gösterilerek Birleşik Krallık tarafından ilhak edildi.’
Ekim 1931'den itibaren Rumlar Enosis isteğiyle ayaklandı, Rumlar'ın Birleşik Krallık yönetimine karşı
ayaklanması sonucu Birleşik Krallık'ın politikası sertleşti. Yunan ve Türk
tarihinin okutması, iki ülkenin bayraklarının kullanılması ve Yunan ya da Türk
ulusal kahramanlarının resimlerinin sergilenmesi yasaklandı.
EOKA
ve ENOSIS…
Ocak 1950 tarihinde Doğu Ortodoks Kilisesi, Kıbrıs Türk toplumunun boykot
ettiği bir referandum düzenledi.
Referandumun sonucunda, katılan halkın %90'ı Kıbrıs'ın Yunanistan ile
birleşmesi düşüncesi olan ENOSIS lehinde
oy verdi.
1955'te Kıbrıslı Rumların kurduğu EOKA Örgütü Birleşik Krallık
kuvvetlerini adadan çıkarmak için silahlı eylemlere başladı.
Bu zaman zarfında Kıbrıs Türkleri de silahlanmaya başladı ve Birleşik Krallık
adanın tüm bölümünü kontrolde tutmakta zorlanıyordu.
Bu tarihten itibaren taksim isteğinde bulunan Türkler ile enosis
isteyen Rumlar birbirleri ile çatışmaya başladı.
KIBRIS
BARIŞ HAREKATI ve ECEVİT…
Ada, 1960 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti adıyla bağımsızlık kazanmıştır.
1974'te Yunan darbesinin ardından Türk Silahlı Kuvvetleri 'nin
gerçekleştirdiği harekât sonucu adanın kuzeyinde de facto olarak
tek yanlı Kıbrıs Türk Federe Devleti kurulmuş, bu devlet sonra Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adını almıştır.
Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, Yardımcısı Necmettin Erbakan’dır.
YES
BE ANNEM ve AKP…
24 Nisan 2004 tarihinde Birleşmiş Milletler genel sekreteri Kofi
Annan tarafından hazırlanan birleşme planı adada referanduma sunulmuştur.
Kuzey Kıbrıs plana %35'e karşı %65'le “evet” deyip kabul ederken, Güney Kıbrıs
%25'e karşı %75 ile “hayır” deyip kabul etmemiştir.
Bu dönemde AKP iktidardadır ve Annan Planı’nı desteklemek için ‘Yes be Annem’
propagandasına destek vermiş, Kıbrıs kurucu kahramanlarından Rauf Denktaş adeta
hain ilan edilmiştir.
Rauf Denktaş bu dönemde ABD’de açık kalp ameliyatı olmaktadır ve plana kabul
imzası atmamıştır.
1 Mayıs 2004 tarihinde adanın Rumlar tarafından
yönetilen güney kesimi adanın tamamını temsilen, “Kıbrıs Cumhuriyeti”
adıyla Avrupa Birliği 'ne katılmıştır.
KIBRIS
KAHRAMANI MUZAFFER TEKİN, ERGENEKON ve
AKP…
Muzaffer
Tekin, AKP Genel Başkanı R. Tayyip Erdoğan’ın, ‘Ben bu davanın savcısıyım’ dediği Ergenekon Davasında
yargılanmıştı.
‘Muzaffer Tekin 1974 yılında Kıbrıs Barış Harekâtı'na Komando
Tugayı ile Teğmen rütbesinde katıldı ve üstün cesaret ve feragat Altın madalya
ile taltif edildi.
5 Ağustos 2013 tarihinde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından karara
bağlanan Ergenekon davasında iki kez ağırlaştırılmış müebbet ve
ayrıca 117 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Özel yetkili mahkemelerin kaldırılması ve Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlali
kararının ardından 10 Mart 2014 tarihinde tahliye oldu, 2015 yılında vefat
etti.’
DÖNELİM
TEKRAR ŞARKIYA…
1960’lı yılların başlarında Rum Terör Örgütü EOKA Ada’da yaşayan Türklere baskısını iyice
arttırmış, Onlarca insanı öldürüp, evlerini, araçlarını, tarlalarını yakıp
yıkıyordu.
İşin başında Papaz Makarıos vardı.
Bu karanlık ortamda Rumlar yaptıkları radyo yayınlarında Türkleri psikolojik
olarak daha çok yıkmak için radyodan ‘Bekledim de gelmedin’ isimli şarkıyı
çalmaya başladılar.
Bu şarkıyı çalarak Kıbrıs’taki Türklere; ‘Türkiye’den
boşuna yardım beklemeyin’ mesajını vermekti.
Ankara’nın 2 Türk Jetini Kıbrıs’a yollamasının ardından Rauf Denktaş ve
arkadaşları da misilleme olarak kendi radyolarından ‘Bir gece ansızın
gelebilirim’ şarkısını çalmaya başladılar.
Ankara’nın konuya el atması Kıbrıs’lı Türkler arasında büyük bir güven ve moral
kaynağı oldu.
BİR GECE ANSIZIN GELEBİLİRİM ve TAYYİP ERDOĞAN…
‘Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Meclisin 27. Dönem Üçüncü Yasama Yılı'nın açılışı dolayısıyla TBMM Genel Kurulunda milletvekillerine hitap etti.
Erdoğan yapılan pek çok harekatta aynı sloganı kullanmaya başladı;
‘Bir gece ansızın gelebiliriz’…
OYSA AYNI SLOGAN 1963 YIINDA KULLANILMIŞTI…
Oysa ‘Bir gece ansızın gelebirim’ adlı slogan - şarkı 1960’lı yıllarda Kıbrıslı Türklerin özgürlük mücadelesi sırasında Denktaş ve arkadaşları tarafından kullanılmıştı.
Erdoğan bu sloganı 60 yıl sonra kendileri bulmuş gibi kullanmış ve bir anlamda intihal yapmıştır.
O HALDE İNTİHAL NE DEMEK?
‘İntihal, bir kişinin eserinde başka kişilerin ifade, buluş veya düşüncelerini kaynak göstermeksizin kendisine aitmiş gibi kullanmasıdır. İntihal bir tür sahtekârlık ve hırsızlıktır’.
Bu yazıda Vikipedi kaynak olarak kullanılmıştır.