21 Şubat 2024 Çarşamba

NEDEN ADAY OLUYORLAR

 

2024 yerel seçimleri 31 Mart 2024 Pazar günü yapılacak,
Seçimlerde; 61 Milyon 400 Bin kişi oy kullanacak.
Ve bu seçimlerde 1393 belediye başkanı,
21 bin belediye meclis üyesi,
63 bin muhtar seçilecek.

2024 yerel seçimlerinde belediye başkanı, belediye meclis üyesi, muhtar ve muhtar azası seçilmek için tam 1 Milyon kişi başvuruda bulundu.
Bu sayı aşağı yukarı toplumun yüzde 8 de biri demek.
Yani sokakta gördüğünüz her sekiz kişiden biri ya aday olmuş ya da aday olmak için başvuruda bulunmuş.

Peki ama neden bu kadar insan başvuruda bulunuyor?
Bize göre;
En önemli neden; ekonomik beklentiler.
Çünkü; Belediye başkanları şayet seçildikleri kentlerin nüfusu 2 milyondan fazla ise; Aylık 176 bin lira maaş alıyor.

Nüfusu 1 ile 2 milyon arasında olan kentlerin belediye başkanları; 144 bin lira,

Nüfusu 500 bin ile 1 milyon arasında olan kentlerin belediye başkanları; 120 bin lira,

Nüfusu 250 bin ile 500 bin arasında olan kentlerin belediye başkanları; 105 bin lira maaş alıyor.

Belediye Meclis üyeleri ise toplantı başına huzur hakkı olarak ortalama 1500 lira, aylık ise ortalama 40 bin lira para alırken, kimi meclis üyelerinin asıl kazanç kapıları rüşvet ve rant olarak karşımıa çıkar.
Muhtarlar ise 17 bin lira maaş alıyor.
Belediye başkanlarının bu kadar çok para aldığı bir ülkede emekliler ise ayda 10 bin lira, işçi ise ayda 17 bin lira maaş ile geçinmeye çalışıyor. Hem de en ucuz ev kirasının 10 bin lira olduğu bir ülkede…


Bunun üstüne belediye başkanlarına kamuya ait özel araba, şoför, koruma, sekreter, özel kalem müdürü de veriliyor.

Ve hatta bazı başkanlar için de inanılmaz rüşvet ve rant gibi ciddi avantajlar da var.
Bazı belediye başkanları elde ettikleri argo söylemiyle çaldıkları bu servetleri ya yurt dışına kaçırıyorlar ya da yakın akraba ya da dostlarının üzerine yapıyorlar ki, ilerde bir sorun yaşamasınlar.

Peki bu durumdan daha üst düzey konumda olanların haberi yok mu, neden bu suistimale izin veriyorlar diye soracak olursanız, cevap basit; Çünkü orada da aynı sistem işliyor…

Bu kadar konfor sağlayan belediye başkanlığı görevinin karşılığı olarak da yapılan borçlar belediye adına yapılıyor, belediye borçlu olarak kalıyor ve görevli belediye başkanı bu görevden ayrıldıktan sonra elini kolunu sallayarak gidiyor.
Sanki o kadar borcu kendisi yapmamış gibi, kendi döneminde kendi beceriksizliği nedeniyle olmamış gibi daha rahat, daha refah içinde bir hayat sürmeye utanmadan devam ediyor.
Öte yandan belediye başkanlığı daha ileri düzeydeki konuma gelmek için bir basmak olarak da kabul ediliyor.
Bu basamaklar parti genel başkanlığı, bakanlık ve hatta cumhurbaşkanlığı bile olabiliyor.

Peki belediye başkanı olmanın şartları neler?

Mahalli İdareler Seçimleri'nde belediye başkanı olabilmek için aşağıdaki şartlar aranır:

  • Türk vatandaşı olmak
  • On sekiz yaşını doldurmuş olmak
  • En az lise veya dengi okul mezunu olmak
  • Kamu hizmetlerinden mahrum bulunmamak
  • Türk Ceza Kanunu'nun 53'üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarındanmahkûm olmamak

Bunlara ek olarak, büyükşehir belediye başkan adaylarının 18 yaşını doldurmuş olmak, en az lisans düzeyinde eğitim görmüş olmak ve belediye başkanlığı görevini yerine getirebilecek bedensel ve zihinsel sağlık koşullarına sahip olmak şartları da aranır.

Başvurular siyasi partilerin il veya ilçe başkanlıklarına yapılır.
Başvuru için gerekli belgeler ise aşağıdaki gibidir:

  • Adayın fotoğraflı nüfus cüzdanı örneği
  • Adayın diploma fotokopisi
  • Adayın adli sicil kaydı
  • Adayın bağış dekontu

Belediye başkan adayları, siyasi partilerin il veya ilçe başkanlıklarınca yapılacak ön değerlendirmenin ardından, partilerin genel merkez yönetim kurullarınca belirlenir.

Belediye başkan adayları ne kadar para harcar?
Bu konuyla ilgili her hangi bir sınırlama mevcut değil. Partiye yapılan bağışlar, verilen rüşvetler, reklam ve tanıtım masrafları, organize edilen toplantılar, yemekler, davetler, mitingler, kiralanan araçlar, çalıştırılan elemanlar ile ucu bucağı olmayan bir kampanya…

Bu aslında bir anlamda kumar gibi bir şey. Çünkü kazanıp, kazanılamayacağı belli olmayan bir oyun gibi… Kazanırsan yüz katını alıyorsun, kaybedersen sadece bir etiketin daha oluyor…

O halde bir soru daha soralım;

Kaç kişi böyle bir kumar oynayacak bir paraya sahip, bu kadar para hangi iş yapılarak kazanılabilir, nasıl böyle hoyratça harcanabilir?
Elbette bunu herkes yapamaz.
O durumda demek ki herkes de belediye başkanı olamaz, belediye başkan adayı olamaz, belediye başkan aday adayı olamaz.

Örneğin;
Bu kadar harcayacak para kazanamayan işçiler, fakirler, garibanlar, emekliler  belediye başkanı olamaz, belediye başkan adayı olamaz hatta belediye başkan aday adayı bile olamaz.

Demek ki;
Anayasada yer alan ‘Seçme ve seçilme hakkı’ gerçekte yok. Bu söylem gerçekte sadece bir safsatadan ibaret.

O nedenle;
Zenginler aday olur, zenginler seçilir ve zenginler yönetir.
Fakirlerse onları alkışlayarak, sırtlarında taşıyarak, oy vererek zenginliklerine daha çok zenginlik katarlar.
Daha sonra da seçtikleri kişilerin kendilerine daha çok maaş vermesi daha çok sosyal yardım yapması için etraflarında pervane olup adeta dilencilik yaparlar.

Aynı sistem belediye meclis üyeleri için de geçerli muhtarlar içinde…






CHP’den istifa eden belediye başkan adayları;

 

17 Şubat 2024 Cumartesi

ÜVEY

Sebahattin Ali'nin yazdığı muhteşem bir şiir vardır,
Adı: ''Ben yine sana vurgunum''...


Şöyledir;
''Seneler sürer her günüm
Yalnız gitmekten yorgunum
Zannetme sana dargınım
Ben gene sana vurgunum

Başkalarına gülsem de
Senden uzak kalsam da
Sevmediğini bilsem de
Ben gene sana vurgunum

Gönlüm seninkine yardı
Aynı şeyleri duyardı
Ayaklarımız uyardı
Ben gene sana vurgunum

İtilmiş tekmelenmişim
Doğduğum günde yanmışım
Yalnız sana güvenmişim
Ben gene sana vurgunum''

Kimini annesi terkeder, kimini babası, Kiminin annesi ölür, kiminin babası, Ve hayat küçük bir sokak kedisi gibi getirip bir üvey annenin ya da üvey bir babanın kucağına bırakır onları...
Ve o camdan kalp bir daha hiç düzelmeyecek şekilde kırılır, yaralanır, kanamaya başlar.

Akşam hava kararınca, çocukları anneleri eve çağırmaya başlar, ama onu kimse eve çağırmaz, yapayalnız kalır sokak ortasında.

Ayakları geri geri gitse de mecburen eve döner,
Yemekler çoktan yenmiş, ortalık neşe içindeyken o içeri girince buz gibi bir sessizlik kaplar evi.
Sanki herkes 'Neden geldin?' der gibi bakar gözlerinin içine.

Çoğu zaman yedikleri güzel yemekleri saklayanlar, bir tabak yemeği sert bir şekilde masaya bırakırlar.

Üvey çocuklar bu nedenle; çok hızlı yemek yerler, çoğu zaman da yarı aç yarı tok kalkarlar masadan.
''Karnın aç mı ?'' sorusuna her zaman ''Tokum' derler, o bakışlarla karnı çoktan doymuştur zaten...

Kendi çocuklarını koynuna alıp uyuyanlar yan odada kendi anne - babasının hayaliyle uyumaya çalışan gözü yaşlı çocukları hatırlamazlar bile...Uykusunda annesine sarılan her üvey çocuk gözyaşlarını deniz zannederek babasıyla yüzmeye gider... Annesine sarılır, koklar, babasıyla top oynar, ders çalışır...
Sabah olsun istemez, uyanmak istemez. Ama hayat bu uyanmak zorundadır, kalkmak zorundadır ve işkence tekrar başlar.

Herkes okula ailesiyle giderken, o yalnız gider,
Herkes güzel beslenme çantalarını açıp yemek yerken, ona ekmek arasına konmuş iki dilim peynir düşer.

Haftada bir kez banyo yapar, kendi kokusunda bile annesinin kokusunu arar ama bulamaz, Elbiseleri özensizce yıkanmış ve giydirilmiştir. Çorabının yırtık olduğunu söylemeye bile utanır, utanarak yırtık çorapları giyer...
Gözlerinin içine bakanlar sevgiyle değil, suçlayarak bakarlar. Zamanla kendisi de inanır suçlu olduğuna...

Kendi çocuklarını geçmesin diye, hem okulda, hem iş hayatında hem de yaşamda başarısız olsun diye binlerce tuzak kurarlar, yalan söylerler, soyup soğana çeviriler onu yakın bildikleri...

Şiddet, alkol ve uyuşturucu batağına saplanmadan büyüyebilenlerden iyi sanatçılar, aydınlar, şairler, yazarlar, devrimciler çıkar.
Yaşar Kemal üveydir,
Cemal Süreyya üveydir,
Mehmet Fuat üveydir...
Uzar gider bu liste...

Hemşire iğne yaparken her çocuk ''Anne ağrıyor'' diye bağırırken üvey çocuklar hiç bağırmaz.
Çünkü hiç bir iğne içindeki acıdan daha büyük olamaz...

En çok kalp krizinden ölür üvey çocuklar, bunca yükü yıllarca taşımak önce kalplerini yorar çünkü...

Hiçbir üvey anne ya da baba kendi çocuğu kadar, kendi çocuğu gibi sevmez üvey çocuğunu, söylenen sevgi sözcükleri yalandır, inanıp bu yalanın bir parçası olmayın...

Hiçbir üvey çocuk kendisini terkeden anne babasını affetmez ama dudaklarında şiirin şu mısraları sürekli saklı kalır;
''Senden uzak kalsam da
Başkalarına gülsem de
Sevmediğini bilsem de
ben yine sana vurgunum'...

Yazıyı şahsıma ait, bir gün mutlaka çocuk esirgeme kurumu kapılarına asılacak olan şu sözle tamamlayalım;
''Üvey bir çocuğa sürekli üvey olduğunu hatırlatmak,
İnsanlık suçudur''...




NEDEN ADAY OLUYORLAR

  2024 yerel seçimleri 31 Mart 2024 Pazar günü yapılacak, Seçimlerde; 61 Milyon 400 Bin kişi oy kullanacak. Ve bu seçimlerde 1393 belediye...