Binlerce mezun vermiş, Küçükçekmece'nin en köklü liselerinden birisidir Sefaköy Lisesi.
Vaktiyle İlk, Orta ve Lise bölümleri aynı binayken orada okumuş bizler içinse daha da farklı bir anlamı vardır.
Vaktiyle İlk, Orta ve Lise bölümleri aynı binayken orada okumuş bizler içinse daha da farklı bir anlamı vardır.
Ve geçtiğimiz
yıllarda okulun binası yıkılıp, yenisi yapılmış ve adı da değiştirilerek; 'Dr.
İsmet Birgül Lisesi' olmuştu.
Bu kararın altında imzası olanlardan birisi de dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler'di.
Daha sonra;
Sefaköy Lisesi'nden mezun olan öğrencilerin girişimi ile okulun adı tekrar geri alındı ve adı; 'Sefaköy Anadolu Lisesi' yapıldı.
Dr. İsmet Birgül'ün adı ise; Cennet Mahallesi'nde yapılan yeni bir okula verildi.
Bu kararın altında imzası olanlardan birisi de dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler'di.
Daha sonra;
Sefaköy Lisesi'nden mezun olan öğrencilerin girişimi ile okulun adı tekrar geri alındı ve adı; 'Sefaköy Anadolu Lisesi' yapıldı.
Dr. İsmet Birgül'ün adı ise; Cennet Mahallesi'nde yapılan yeni bir okula verildi.
Bu çabaların ardından mezunlar 'Pilav Günü' yapmaya karar verdiler.
Ve aşağı yukarı yaklaşık dört yıldır düzenli olarak yapılıyor.
Okulun adının geri alınması için hemen herkesin elinden geleni yaptığı gibi, bu yazıyı yazan kişinin de neler yaptığını bilenler bilir.
Ancak;
Bu 'Pilav Günleri'ne hiç katılmadım.
Onca çabadan sonra merak edenlere açıklamak isterim;
Neden mi katılmıyorum?
Ve aşağı yukarı yaklaşık dört yıldır düzenli olarak yapılıyor.
Okulun adının geri alınması için hemen herkesin elinden geleni yaptığı gibi, bu yazıyı yazan kişinin de neler yaptığını bilenler bilir.
Ancak;
Bu 'Pilav Günleri'ne hiç katılmadım.
Onca çabadan sonra merak edenlere açıklamak isterim;
Neden mi katılmıyorum?
Öncelikle okulun
adının alınması gayretlerinin dışında
bu konuyla ilgilenen kişilerin samimiyetine inanmıyorum.
Çok fazla Küçükçekmece Belediyesi'ni ve dolayısıyla belli bir partiyi bu organizasyona ortak ve belki de sponsor yaparak 'siyasi' davrandıklarını düşünüyorum.
Bu fikrim başından beri böyleydi ve bugün de böyle.
Zaten son 'Pilav Günü'ndeki görüntüler hepten bu işin tabir-i caizse zıvanadan çıktığını, tamamen siyasi bir reklama dönüştüğünü göstermekte.
Bu eleştiriyi ilk ifade eden kişilerden birisi olduğum halde bugün gelinen noktada çok sayıdaki mezunun aynı fikirde olduğunu biliyorum.
Ve önümüzdeki yıllarda bu zihniyet değişmezse katılım daha da azalacak ve mezunlar arasındaki duygusal bağ daha da zayıflayacaktır.
Çok fazla Küçükçekmece Belediyesi'ni ve dolayısıyla belli bir partiyi bu organizasyona ortak ve belki de sponsor yaparak 'siyasi' davrandıklarını düşünüyorum.
Bu fikrim başından beri böyleydi ve bugün de böyle.
Zaten son 'Pilav Günü'ndeki görüntüler hepten bu işin tabir-i caizse zıvanadan çıktığını, tamamen siyasi bir reklama dönüştüğünü göstermekte.
Bu eleştiriyi ilk ifade eden kişilerden birisi olduğum halde bugün gelinen noktada çok sayıdaki mezunun aynı fikirde olduğunu biliyorum.
Ve önümüzdeki yıllarda bu zihniyet değişmezse katılım daha da azalacak ve mezunlar arasındaki duygusal bağ daha da zayıflayacaktır.
Sonuç olarak;
Sefaköy Lisesi'nde pilavın tadı yok.
Çünkü;
Sefaköy Lisesi mezunları arasındaki duygusal bağ zedelenmiş, Mezunlar kendi aralarında bölünmüştür.
Çünkü;
'Pilav Günleri'nin içine katılan siyasi fikirler, buradan siyasi rant sağlamaya çalışan politikacılar, bu politikacılardan bir şey bekleyenler ve aklı sıra o kadar mezunu belli bir siyasi görüşe angaje edeceğini zannedenler ciddi kırılmalara neden olmuşlardır.
Bu iş siyaset yaparak
olmaz.
Biraz daha bu işin içine siyaset katılırsa belki de senede 2 kere 'Pilav Günü' yapılacaktır.
Biraz daha bu işin içine siyaset katılırsa belki de senede 2 kere 'Pilav Günü' yapılacaktır.