Özgürlük Heykeli Fransa’da yapılmış ve 100. Kuruluş Yılı
nedeniyle ABD’ye hediye edilmiştir.
1886 yılından bu yana Amerika’nın simgesi olan anıtsal heykel aynı zamanda bir
gözlem evidir ve ABD’nin Liberty (Özgürlük) Adası’nda yer almaktadır.
Heykelin, Süveyş Kanalı’nın Akdeniz’e açıldığı yere dikilmek üzere Mısır Hıdıvi Sait Paşa tarafından sipariş edildiği ve Osmanlı Sultanı Abdulaziz’in
de masrafların bir kısmını karşıladığı iddia edilmiştir.
Heykelin Müslüman halk arasında rahatsızlık yaratacağından endişe edildiği ve Mısır’a
bu yüzden dikilmediği yıllarca Fransa’da bir depoda tutulduktan sonra da 1884
yılında ABD’ye hediye edildiği söylenmektedir.
Bu fikrin temelinde Müslüman halkın bilinçaltındaki heykelleri putlara benzetme
içgüdüsü yatıyor olabilir.
Buradan Ülkemize gelecek olursak;
Maalesef son yıllarda toplumsal dokumuz tamamen parçalanmış durumdadır.
Özellikle politikacıların ayrıştırıcı söylemleri bu yarayı daha
derinleştirmektedir.
Özetle;
Toplumumuz, Osmanlıcılar ve Cumhuriyetçiler olarak İkiye ayrılmıştır.
Osmanlıcılar, Kendilerine lider olarak Fatih Sultan Mehmet’i görürken, Cumhuriyetçiler
de kendilerine Mustafa Kemal Atatürk’ü lider olarak görmektedir.
Oysa ayrışmanın, bölünmenin, kutuplaşmanın siyasiler dışında hiç kimseye bir
faydası yoktur.
Aslolan; farklı bakış açılarına rağmen,
farklı etnik ve dini kimliklere rağmen birarada yaşayabilmek, Ülkenin
bağımsızlığını ve bütünlüğünü koruyabilmektir.
Toplumun önemli bir kesiminde hem Fatih Sultan Mehmet hakkında hem de Mustafa Kemal
Atatürk hakkında büyük oranda bir önyargı ve bilgi eksikliği vardır.
Toplumun bu bölünmüşlüğünün önüne geçebilmek için İstanbul’daki 1. Köprüye
Mustafa Kemal Atatürk’ün büyük bir heykelini, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne
ise İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet’in büyük bir heykelinin dikilmesi
gerekir.
Ki; Bu köprülerden gelip geçen herkes
kimler bu kente ve ülkeye hizmet etmiş, görsün, hatırlasın, öğrensin.
İstanbul’a, Ülkeye, Millete en büyük hizmet ancak bu şekilde verilebilir.
Parçalanmış bu toplumsal doku ancak bu şekilde tedavi edilmeye başlanabilir.
Yoksa;
Sürekli öfke kusarak, sürekli
ötekileştirerek bir yere varamayız.
Fatih Sultan Mehmet de bizimdir, Mustafa Kemal Atatürk de.
Hiçbir kimsenin babasının malı değildir, siyasi meta hiç değildir.
Çekin ellerinizi artık toplumun ortak değerlerinin üstünden.
Özgürlük Heykeli Fransa’da yapılmış ve 100. Kuruluş Yılı
nedeniyle ABD’ye hediye edilmiştir.
1886 yılından bu yana Amerika’nın simgesi olan anıtsal heykel aynı zamanda bir gözlem evidir ve ABD’nin Liberty (Özgürlük) Adası’nda yer almaktadır.
Heykelin, Süveyş Kanalı’nın Akdeniz’e açıldığı yere dikilmek üzere Mısır Hıdıvi Sait Paşa tarafından sipariş edildiği ve Osmanlı Sultanı Abdulaziz’in de masrafların bir kısmını karşıladığı iddia edilmiştir.
Heykelin Müslüman halk arasında rahatsızlık yaratacağından endişe edildiği ve Mısır’a bu yüzden dikilmediği yıllarca Fransa’da bir depoda tutulduktan sonra da 1884 yılında ABD’ye hediye edildiği söylenmektedir.
Bu fikrin temelinde Müslüman halkın bilinçaltındaki heykelleri putlara benzetme içgüdüsü yatıyor olabilir.
Buradan Ülkemize gelecek olursak;
Maalesef son yıllarda toplumsal dokumuz tamamen parçalanmış durumdadır.
Özellikle politikacıların ayrıştırıcı söylemleri bu yarayı daha derinleştirmektedir.
Özetle;
Toplumumuz, Osmanlıcılar ve Cumhuriyetçiler olarak İkiye ayrılmıştır.
Osmanlıcılar, Kendilerine lider olarak Fatih Sultan Mehmet’i görürken, Cumhuriyetçiler de kendilerine Mustafa Kemal Atatürk’ü lider olarak görmektedir.
Oysa ayrışmanın, bölünmenin, kutuplaşmanın siyasiler dışında hiç kimseye bir faydası yoktur.
Aslolan; farklı bakış açılarına rağmen, farklı etnik ve dini kimliklere rağmen birarada yaşayabilmek, Ülkenin bağımsızlığını ve bütünlüğünü koruyabilmektir.
Toplumun önemli bir kesiminde hem Fatih Sultan Mehmet hakkında hem de Mustafa Kemal Atatürk hakkında büyük oranda bir önyargı ve bilgi eksikliği vardır.
Toplumun bu bölünmüşlüğünün önüne geçebilmek için İstanbul’daki 1. Köprüye Mustafa Kemal Atatürk’ün büyük bir heykelini, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne ise İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet’in büyük bir heykelinin dikilmesi gerekir.
Ki; Bu köprülerden gelip geçen herkes kimler bu kente ve ülkeye hizmet etmiş, görsün, hatırlasın, öğrensin.
İstanbul’a, Ülkeye, Millete en büyük hizmet ancak bu şekilde verilebilir.
Parçalanmış bu toplumsal doku ancak bu şekilde tedavi edilmeye başlanabilir.
Yoksa;
Sürekli öfke kusarak, sürekli ötekileştirerek bir yere varamayız.
Fatih Sultan Mehmet de bizimdir, Mustafa Kemal Atatürk de.
Hiçbir kimsenin babasının malı değildir, siyasi meta hiç değildir.
Çekin ellerinizi artık toplumun ortak değerlerinin üstünden.