27 Temmuz 2024 Cumartesi

SOKAK HAYVANLARI YASASI ÜSTÜNE...

Birisi;
"Bu it taparların ve it savarların aklıyla hiçbir şey yapılamaz”
 dedi!

 Dünyanın karmaşık düzeninde, insanoğlu kendini doğanın efendisi olarak görmeye meyilli olmuştur.

Bu anlayış, diğer canlıları sömürme ve onlara zulmetme eğilimlerini de beraberinde getirmiştir. "Yeryüzündeki her şey insana emanet edilmiştir" düşüncesi, ne yazık ki çoğu zaman yanlış yorumlanarak, insanın diğer varlıkları hor görmesine neden olmuştur.

Oysa Kuran-ı Kerim'de Allah şöyle buyurur: "Yeryüzünde ve gökyüzünde ne varsa hepsini sizin hizmetinize verdik." (Casiye Suresi, 13).

Bu ayetten de anlaşılacağı üzere, bize emanet edilen bu canlılara adil davranmak ve onları korumak bizim asli görevimizdir.

Hayvanlara karşı uygulanan şiddet ve istismar, modern dünyanın en büyük ahlaki problemlerinden biridir.

Kedilere, köpeklere, kuşlara ve daha nice masum canlının maruz kaldığı kötü muamele, vicdan sahibi her insanın yüreğini sızlatmaktadır.

Filozof Immanuel Kant'ın şu sözlerini hatırlayalım: "Bir milletin büyüklüğü ve ahlaki gelişimi, hayvanlara olan davranışıyla ölçülür."

Bu söz, insanoğlunun diğer canlılara karşı olan sorumluluğunu ve bu sorumluluğun yerine getirilmesinin toplumsal gelişmişlikle doğru orantılı olduğunu vurgular.

 Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadisinde şöyle buyurur: "Merhamet etmeyene merhamet olunmaz." Hayvanlara merhamet göstermek, aynı zamanda insanın kendine ve çevresine olan merhametinin bir yansımasıdır.

Her bir canlının yaşam hakkına saygı göstermek, insan olmanın gerekliliklerinden biridir. Ancak ne yazık ki, sokaklarda aç ve susuz bırakılan, barınaklarda kötü koşullarda yaşayan hayvanlar, bu merhametin çoğu zaman göz ardı edildiğinin bir kanıtıdır.

Bunun yanı sıra, ticari kaygılarla hayvanları kötü şartlarda yetiştiren ve onları sadece birer mal olarak gören zihniyet, ahlaki değerlerin yitimine yol açmaktadır.

Büyükbaş ve küçükbaş hayvanların endüstriyel tarımda yaşadığı acılar, deney hayvanlarının laboratuvarlarda çektiği eziyetler, insanlığın vicdan muhasebesinde sorgulaması gereken ciddi meselelerdir.

Hayvanseverlerin bu duruma karşı verdiği mücadele, bir nevi insanlığın kendi vicdanıyla olan hesaplaşmasıdır.

Albert Schweitzer'in dediği gibi: "Hayvanlara olan merhametimiz, insanlık değerimizin bir göstergesidir."

 Sonuç olarak, hayvanlara yapılan haksızlıklar karşısında sessiz kalmak, insanın kendi değerlerine ihanet etmesi demektir. "İyilik yap denize at, balık bilmezse Hâlık bilir" atasözü, yapılan her iyiliğin, her merhametin, eninde sonunda karşılığını bulacağını anlatır.

İnsanlığın, hayvanlarla olan ilişkisini yeniden gözden geçirip, onlara hak ettikleri saygı ve sevgiyi göstermesi gerekmektedir.

Çünkü her canlının yaşam hakkı kutsaldır ve bu hakka saygı göstermek, insan olmanın en temel gerekliliklerinden biridir.







 

 


AZ ŞEY Mİ?

Koskoca sekiz yıl yaşadın Az şey mi? Sekiz kere yaz Sekiz kere kış Sekiz kere sonbahar Sekiz kere ilkbahar yaşadın Az şey mi? Sekiz yıl İki...