HALİDE EDİP ADIVAR ve EBRAR KARAKURT...

Kurtuluş Savaşı kahramanlarından Halide Edip Adıvar, Eğitimli, yazar, akademisyen ve siyasetçiydi.

Çok üst derecede yabancı dil biliyor, Vurun Kahpeye, Sinekli Bakkal, Ateşten Gömlek gibi kitapları ile tanınıyordu.

“Milletler dostumuz, hükûmetler düşmanımızdır.'' sözü ile tarihe geçti.

Fatih ve Sultanahmet Mitinglerinde efsane konuşmalar yaptı.

ANADOLU AJANSI..

M. Kemal Ankara'da mücadele ederken, İngiliz desteği ile basını ele geçiren İstanbul Hükümeti sürekli anti propaganda yapıyor, Ankara - Anadolu'da zor durumda kalıyordu.

Halde Edip Adıvar, Milli Mücadele'nin çalışmalarını iç ve dış kamuoyuna anlatacak bir ajans kurulması gerektiğini M. Kemal'e söyleyerek;

''Bir ajans kurmalıyız Paşam, Çalışmalarımızı milletimize ve dünyaya anlatmalıyız'' dedi.

M. Kemal;

''Fevkalade bir fikir, Lütfen hemen çalışmalara başlayınız'' dedikten sonra;

Halide Edip Adıvar;

''Ajansın Adı; Anadolu Ajansı olsun'' dedi.

Ve bugünkü Anadolu Ajansı küçük bir odada kuruldu.

Halide Edip Adıvar Milli Mücadeleye destek veren Osmanlı Mebusu Doktor Adnan Adıvar ile evliydi.

Düşün;

O dönemde yaşayan bir kadın, Hem yabancı dil biliyor, hem kitap yazıyor, hem çeviriler yapıp, yabancı ajanslara haber yolluyor, Hem de mitinglerde konuşmalar yapıyordu.

Buna karşılık; 1920'de ise; İngilizlerin İstanbul'u almasının ardından Halide Edip Adıvar için de idam kararı çıktı.

EBRAR KARAKURT...

Ebrar Karakurt Kadın Milli Voleybol Takımımızın başarılı oyuncularından.

Hıyarın teki olan bir troll Abdülhamit adıyla Ebrar Karakurt'a bir tweet atıyor

Ebrar Karakurt da buna cevaben bir foto paylaşıyor. Bu fotoğrafın üstünde kendisine tweet atan troll adına;

''Boş yapma Addülhamit'' yazıyor.

Ve bugünün adı gazeteci, siyasetçi partili falan filan olan cenah bu sözü; Osmanlı İmparatorluğuna bir saygısızlık olarak algılayıp, Bu sefer de Ebrar Karakurt için idam istemeye başlıyor.

''Formayı çıkarsın, takımdan atılsın, memleketi terketsin...'' filan diye saldırıp, duruyorlar.

SONUÇ...

Halide Edip Adıvar memleketi terkedip, yurt dışına kaçmadı,

İngilizlerle işbirliğine girmedi.

Ankara'ya gidip ülkeyi kurtarmak için mücadele etti ve başarılı oldu.

Ülkeyi padişahlar ve İngilizler terketti.

Halide Edip Adıvar olmak için illa kitap yazmaya, miting yapmaya gerek yok, Bu memleket adına başarılı hangi işi yaparsan yine aynısı olursun.

Ebrar Karakurt'un başına gelenler de Halide Edip Adıvar'ın başına gelenlerle aynı şeydir.

Çünkü; Gerçek kahraman kadınların başına hep aynı şeyler gelmiştir.

Bunlar; Baskı, zulüm ve karanlıktır.

Mustafa Çatıkkaş

3.09.2023

İstanbul

TEOMAN, FATİH ALTAYLI ve BABAMIN ÖLDÜĞÜ YAŞTAYIM

Teoman, Fatih Altaylı'nın You Tube kanalına konuk oldu. Müthiş, olgun, efendi, sakindi. Gerçekten bir kez daha hayranlık uyandırdı.

Anlattığına göre Yedi şarkılık bir albüm yapmış.
'Çok istediğim bir şeyi yaptım, Çok dinlenmeyeceğini de biliyorum. 130 tane şarkı yaptım, Artık şarkı yapmayacağım' dedi.

Müziğe tekrar çocuğu nedeniyle para kazanmak için döndüğünü söyleyen Teoman;
''Hiç bir siyasi mahalleye ait değilim, Ama bu Ülkede sadece laikler muhafazakarlar üstten bakmadı, Muhafazakarlar da laiklere üstten baktı. Burada bir yanlış var. Bu bir kan davası mı? dedi.

''Ben laik birisiyim T.C Anayasası'nın laik olmasından yanayım'' diyen Teoman; Necip Fazıl'ın çok kindar fikirleri olduğunun Ama 'Öz vatanında paryasın' sözünden çok etkilendiğini söyledi.

Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü mezunu olan Teoman,
''Muhfazakarlar geldi, Boğaziçi'ni mahvetti'' dedi.

Toplumsal uzlaşmanın öneminin altını çizen Teoman, İçkiyle arasına mesafe koyduğunu da belirtti.

''Artık iş çok çığırından çıktı. Bu toplumda bir uzlaşma olacaksa bu laikler tarafından olmayacak. Eğer muhafazakarlar kendilerini vicdanlı hissediyorlarsa artık kendilerini göstermeliler. Abdurrahman Dillipak gösteriyor, Niye başkaları çımasın? ' dedi.

Teoman sözlerini, ''Benim içimde hiç bir zaman geçmeyecek bir huzursuzluk var'' diyerek bitirdi.

BABAMIN ÖLDÜĞÜ YAŞTAYIM...
Teoman'ın belki de en çok sevilen şarkısının adı; 'Paramparça'.
Söz ve müziği Teoman'a ait olan bu şarkıyı rahmetli Müslüm Gürses de söylemişti.

Şarkını sözleri şöyle;
''Saatim yok, tam olarak bilemem
Biraz bira, biraz şarap önceydi
Nasıl oluyor? Vakit bir türlü geçmezken
Yıllar, hayatlar geçiyor

Kayıp bir bavul gibiyim havaalanında
Ya da boş bir yüzme havuzu sonbaharda
Çok mu ayıp hâlâ mutluluk istemek?
Neyse, zaten hiç hâlim yok

Bugün benim doğum günüm
Hem sarhoşum hem yastayım
Bir bar taburesi üstünde
Babamın öldüğü yaştayım

Bugün benim doğum günüm
Kelimeler büyüyor ağzımda
Bildiğim tüm hayatlar
Paramparça

Takatim yok, yine de telefona sarıldım
Son bir özür için tüm sevdiğim kadınlardan
Aradım, mesajlar çıktı, kapattım
Telesekretere konuşamayanlardanım

Bugün benim doğum günüm
Hem sarhoşum hem yastayım
Bir bar taburesi üstünde
Babamın öldüğü yaştayım

Bugün benim doğum günüm
Kelimeler büyüyor ağzımda
Bildiğim tüm hayatlar''...

Şarkının sözlerine bakarsan;
Aslında çok da şiirsel ve edebi değil.
Zaten bu bir şarkı sözü, şiir değil, Fakat bu şarkı sözlerinin içine olağanüstü bir söz yerleştirilmiş ki, İnsanın kalbini titretiyor:

''Bugün benim doğum günüm
Hem sarhoşum hem yastayım
Bir bar taburesi üstünde
Babamın öldüğü yaştayım

Bugün benim doğum günüm
Kelimeler büyüyor ağzımda
Bildiğim tüm hayatlar''...

''Babamın öldüğü yaşlardayım'' sözü kolay kolay yazılacak, hissedilecek sözler değil.
Üstüne bir de bu sözlerin ruhunu yansıtan müzik ve yorumları da ekleyince ortaya Teoman çıkıyor işte...

İnsan ne babasından daha uzun yaşamak istiyor,
Ne de çocuğundan daha uzun.

Mustafa Çatıkkaş
27.08.2023
İstanbul

‘HAKLININ YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİM’

 Şair, yazar yayınladığı kitaplarla kendinden söz ettirmeye devam ediyor.

Aynı zamanda televizyon yayıncılığı da yapan Çatıkkaş kitaplarında olduğu gibi haberleriyle de haksızlıklara uğramış, ezilmiş ve örselenmişlerin yanında olmaya da devam ediyor.

Likya TV’ye konuşan Mustafa Çatıkkaş; “Biz haksızlıkları yazarak, haklının yanında yer almaya devam edeceğiz” dedi.

Yazar, şair Mustafa Çatıkkaş’ın yayınlanmış Üç tane kitabı var. ‘Karışık’ isimli deneme kitabının 1. Baskısı 2016 yılında Düşülke Yayınları’ndan çıktıktan sonra 2. Baskısını 2022 yılında Kutlu Yayınevi’nden yaptı.

‘Farkında Değildin’ adlı şiir kitabı ise, 1. Baskısını Klaros Yayınları’ndan yaptıktan sonra 2. Baskısını 2022 yılında Liman Yayınevi’nden yaptı.
Mustafa Çatıkkaş’ın Sanat, siyaset, toplum bilim, psikoloji, tarih, kadın, erkek, aşk ve güncel konuların irdelendiği toplam 56 bağımsız yazıdan oluşan 124 sayfalık ‘Haksızlık’ isimli deneme kitabı ise 2022 yılında Liman Yayınevi’nden çıktı.

KİTABINIZIN ADI NEDEN HAKSIZLIK?

Mustafa Çatıkkaş’ın son kitabı adı ‘Haksızlık’. Kendisine, ‘‘Kitabınızın adı neden haksızlık?’’ diye sorduğumuz da; ‘‘Fars dilinden Türkçemize geçmiş olan hak kelimesi, oldukça sık kullandığımız sözcüklerden birisidir. Türk Dil Kurumu’na göre: ‘Adalet, hukuka uygunluk, hisse, toprak, gerçeklik, doğruluk, taş üzerine elle yazı veya şekil oyma, kağıttaki yazıyı kazıma ve Tanrı yani Allah’ demektir. Hak denince akla hemen haksızlık kelimesi de gelmektedir.

O halde haksızlık ne demek ona bakmak lazım; Haksızlık; ‘Adaletsizlik, hukuksuzluk, topraksızlık, sahtekârlık, yazı yazmamak, okumamak, tanrısızlık yani allahsızlık’ demektir. Bu kitap hak ile haksızlık arasındaki çelişkileri mercek altına alan yazılardan oluşuyor.

HASIZLIK YAPANLAR ALLAHSIZLARDIR
‘Haksızlık karşısında susanlar, dilsiz şeytanlardır’ şiarıyla yazmaya çalıştığım yazılarda hak ve hukukun herkese, her zaman lazım olacağının altını çizmeye çalıştım. Öte yandan; Kitabın adını belirlemeye çalışırken haksızlığa uğramış insanlara bu haksızlığı yapanların ‘Hakk’sız yani Allahsız olduklarının altını da çizmeye çalıştım.

Elbette burada bahsedilen Allahsızlık kavramı dini bir anlam taşımamakla birlikte halk dilinde kullanıldığı şekliyle; Vicdansız, ölçüyü kaçırmış, bencil, acımasız, kötücül insanlardan bahsedilmektedir.

Zaten insan da hak ve haksızlık arasındaki bir çelişkiden ibarettir. Biz haksızlıkları yazarak, haklının yanında yer almaya, Haklı için mücadele etmeye devam edeceğiz.’’ şeklinde cevap verdi.

Ahmed Arif, Neşet Ertaş ve kedilere başka türlü sevdalı olan Mustafa Çatıkkaş YouTube üzerinden www.habertv999 adlı kanaldan gündeme dair konular hakkında değerli konukları  ile söyleşiler yapıyor.

Bu haber 25.08.2023 tarihinde likyatv.com sitesinde yayınlanmıştır.

AĞIZ

 Atasözleri sıradan sözler değil.

Bir cahilin durup, dururken uydurduğu sözler hiç değil.

Binlerce tecrübenin, yaşanmışlığı sonucu ortaya çıkmış, yaşamın imbiğinden süzülmüş öz-lerdir.

Örneğin;

'Ağzından çıkanı, kulağın duysun' demişler.

Değersen;

Ne dediğine dikkat etmezsen, Sana hayatın kaç bucak olduğunu öğretirler demek.

İnsanı, hayvandan ayıran en önemli özellik akılsa,

Başka en önemli şey de; düşünmektir.

Sadece insan yemeği - suyu ağzına götürür,

Diğer bütün hayvan türleri, Ağzını yemeğe - suya götürür.

Allah seni insan olarak yaratmış,

Ağzını yemeğe - suya götürme,

Yemeği - suyu ağzına getir.

Hayvanlığın lüzümu yok, İnsan gibi yemeğini ye, suyunu iç.

Ki; Sen de değer göresin hayvanoğlu hayvan...

Mustafa Çatıkkaş

23.08.2023

İstanbul

YEŞİLOVA KEMAL AKTAŞ STADYUMU HEMEN YIKILMALIDIR...

 Sefaköy Lisesi 1967 - 1968 yılında yan yana üç baraka olarak yapıldı.

1971 yılında '50. Yıl Sefaköy Lisesi' olarak açıldı.

2010 yılında Özel Doğan Hastanesi sahiplerinden birinin adını alarak 'Sefaköy Dr. İsmet Birgül Lisesi' olarak değiştirildi.

Bu okuldan mezun olmuş birisi olarak hemen okulun adının tekrar alınması için çalışmalara başladım.

Haberler, yaptım, yazılar yazdım, site kurdum, toplantılar yaptım. Büyük bir katılım ve destekle okulun adı tekrar alındı.

Okulun Pilav Günü organizasyonunu ilk kez gündeme getirenlerdenim, Yaptığım afiş tasarımı ve sloganlar hala kullanılıyor.

İşin içine siyaset soktukları için Pilav Günlerine hiç gitmedim, gitmeyeceğim.

2012 - 2013 yılında okulun adı tekrar 'Sefaköy Anadolu Lisesi' oldu.

Konuyla ilgili neler yaptığıma dair bilgiler dönemin yerel gazete arşivleri ve katılan dostların şahitliğinde mevcuttur.

Dileyene belgeleri yollarım.

Sonunda işi içine sözde okulun bazı mezunları siyaseti sokup işi AKP'li yerel yöneticilere bağladı, Akıllarısıra beni sistemin dışına attılar.

Beni sistemin dışına attıkları sananlar yüzünden bugün itibariyle Sefaköy Lise'liler artık yan yana gelmekten bile hazetmiyor...

Sevmedikleri Sefaköy Lisesi ya da öğrencilik arkadaşları değil...Bu işe bulaşmış insanlara karşı duydukları güvensizlik ve hatta nefret...

Ama benim içim rahat;

Okuluma olan borcumu ödedim. Yoksa bugün için adı hala alınmamış olacaktı...

Gelelim bugünkü konuya;

Okulun hemen alt tarafında eski Yeşilova Esnafspor kulübü ve sahası vardı.

Ben de çocukluk dönemimde orada önce miniklerde daha sonra B Takımında bir kaç kere de 10 - 15 dakikalığına A Takımında top oynadım.

Daha sonra Yüksekokul için Antalya'ya gidince futboldan uzaklaştım.

Fakat;

50 yıldır aynı evde yaşıyorum. Evim kulubün sahasına iki dakika uzaklıkta.

Esnafspor'un sahasına K.Çekmece Belediye Eski Başkanı Aziz Yeniay döneminde profesyonel bir stadyum yaptılar.

Zamanının çok masraflı ve iyiniyetli bir yatırımıydı.

Fakat;

Bugün itibariyle;

Burada değil adım atmak araba bırakmaya bile yer yok.

Hele hele hafa sonları maç olduğu gün yürümek bile mümkün değil.

Allah korusun maç olduğu gün beklenen Büyük Marmara Depremi olursa kaç kişi can verecek burada bilen var mı?

Daracık sokaklarda normal arabalar bile geçemezken buraya nasıl ambulans, arama - kurtarma ekibi, itfaiye vs. girecek?

Bunu düşünen var mı?

Eski Başkanlardan AKP'li Aziz Yeniay düşünmedi,

Eski Başkanlardan AKP'li Temel Karadeniz düşünmedi?

Neden CHP'li Belediye Başkanı Kemal Çebi de düşünmüyor?

Buraya her hafta sonu gelen meclis üyeleri bu olayı görmüyorlar mı?

Yeşilova Kemal Aktaş Stadyumu bir an önce yıkılıp, yerine 'Deprem Toplanma Alanı' yapılmalıdır.

Yoksa Allah korusun depremde olacak olan faciaların sorumlusu Bu üç Belediye Başkanı, ve süreç içerisinde burada meclis üyesi olarak görev yapanlar olacaktır.

Bu arada Ekrem İmamoğlu'nun konudan haberi yok mu?

Mustafa Çatıkkaş

22.08.2023 İstanbul

Tüm ifadeler:

1Süreyya Yılmaz

SEZEN AKSU ve MERDAN YANARDAĞ...

 'Nasıl başladığın değil, nasıl bitirdiğin önemlidir' derler.

Sezen Aksu da bir zamanlar toplumun en çok sevdiği şarkıcılardan birisiydi.

AKP İktidarı sonrası yavaş yavaş kendini ve adını bitirdi.

'AKP'ye hayır diyenler iki cihanda da kirlidir' dedi.

İktidara yalakalık yaptı.

Sonraki yıllarda aynı iktidar tarafından neredeyse linç edilecekti.

Bu sözlerini eleştiren Merdan Yanardağ'ı mahkemeye vermiş.

Ve Merdan Yanardağ hapisteyken icraya vermiş.

Alacağı para; 30 Bin Lira...

Heyy yavrum Sezen, heyyy.

Üç kuruş etmezmişsin.

Şu şarkıcıları birebir tanımak lazım,

Söyledikleri şarkılarla bir yerlere koyuyoruz ya; Bu büyük hata...

Adam hapiste, hapiste,

Üç gün bekleyemedin mi?

Abilerin vurun abalıya diye haber mi yolladı?

YAĞMUR ve GÖZYAŞI

    Birkaç kez şimşek çaktıktan sonra şiddetli bir şekilde yağmur yağmaya başladı. Önce sokaktaki insanlar koşarak ortadan kayboldu, daha sonra sokak kedileri kendilerini yağmurdan koruyacak kapalı alanların altına girip saklanmaya başladı. Ortalıkta hiçbir canlı kalmamıştı.

   Yağış , rüzgar ve şimşek çakmaları gittikçe şiddetini arttırırken, Ben de balkonda çay içerek yağmurun yağışını izliyordum. Şimşek seslerinden korkmama rağmen bir türlü içimden içeri girmek gelmiyor, Sanki bir şey olacakmış da kaçıracakmışım gibi merakla bekliyordum.

   Fırtına, şimşek ve yağmur bir kasırgaya dönüşmüşken uzaktan bir kadın sesi gelmeye başladı, dikkatlice başımı sesin geldiği tarafa çevirdim. Baştan aşağı simsiyah giyinmiş orta yaşlarda bir kadın ellerini havaya açmış;
‘‘Yardım edin, açım, Allah rızası için yardım, çocuklarım aç, ne olur yardım edin’’ diye bağırıyordu. Bir an nerede olduğumu, kim olduğumu, kaç yaşında olduğumu unuttum. Sanki bir film seyrediyordum.

Büyük bir kızgınlıkla;
‘‘Böyle şey olamaz, bir kadın, bir anne nasıl bu hale düşürülebilir, devletin bundan haberi yok mu?’’ diye söylendim kendi kendime.

  Sepetin içine koyduğum parayı balkondan aşağı sallayıp, kadına uzattım. Siyahlı kadın gözlerimin içine bakmadan ıslanmış parayı alarak uzaklaşıp gitti.
   Yağmurun yağması her canlı için elbette bir berekettir, umuttur, güzelliktir. Ama bazıları içinse çektikleri çilenin, Belki de aslında o kadının çaresizliğinin gözyaşlarıydı.

 

 

Mustafa Çatıkkaş
17. 08.2023
İstanbul